20 Ocak 2013 Pazar

Urza Restaurant


Urza Restaurant farklı bir konsepte sahip. Av yemeklerine ağırlık veriyorlar, aynı zamanda davet organizasyonu yapıyorlar. Av yemekleri veriyorlar dedim ama gerçek av etine rastlamak biraz şans biraz da takip işi. Çünkü devamlı av hayvanı bulamıyorlar. Mönüde bıldırcın, keklik, tavşan yemekleri olmasına rağmen aslında bunlar çiftlik hayvanı. En azından bunu size söylüyorlar ona göre tercih yapabiliyorsunuz. Gerçek av eti yemek için ise telefon listelerine isim yazdırmanız ve beklemeniz gerekiyor. Biz de geyik için listeye adımızı yazdırdık, bekliyoruz.
Cumartesi akşamı olmasına rağmen lokantada hiç müşteri yoktu. Aslında bizi de almak istemediler. Çünkü bir doğum günü partisi vardı. Ama biz yeyip kalkacağımızı söylediğimiz için vakit de erken olunca bir masa verdiler.
Yemeğe bıldırcın çorbası ile başladık. Çok güzeldi. Ana yemek olarak eşim ızgara antrikot istedi, ben de güveçte tavşan ısmarladım. Yanında nar bahçesi salatası istedik. Akılda kalıcı olağanüstü bir lezzete rastlamadık ama yemekler çok güzeldi. Demek ki gerçek av etinden yapılmış bir yemek burada olağanüstü bir lezzete kavuşabilir. Bizi ararlarsa bu tezimizi deneyleyeceğiz. Çocukken babamın vurup getirdiği, annemin pişirdiği harika lezzetteki, bıldırcın, keklik, tavşan etlerini burada hasretle andım. Porsiyonlar oldukça doyurucu idi. O yüzden tatlı yemedik, kahve içtik.
Garsonumuz ve diğer personel çok nazik ve ilgiliydi. Servisi çok beğendik. Bu yemeğe bir duble rakı ve bir kadeh şarap dahil 137 TL ödedik. Bence fiyat beklenti oranı dengeliydi. Kuver ve garsoniye ücreti yoktu. Tek eleştirimiz otopark ücreti olarak alınan 10 TL oldu.




13 Ocak 2013 Pazar

Me Gusta Pera


                2 yıl kadar önce açılma aşamasında gittiğim bir mekan olan Me Gusta Pera’yı ziyaret etmek beni heyecanlandırdı. Çünkü bir tarihi lokantanın yavrusu burası. Lale İşkembecisinin sahibi Vedat beyin kızı işletiyor. Bakalım 2 yıllık kendi yolculuğunu nasıl sürdürüyor dedik ve eşimle mekâna geldik.
                İlk izlenimimiz mekânda bir canlılık eksikliği oldu. Yan taraftaki Fıccın tıklım tıklım doluyken burada bir kişi bile yoktu. Neyse deyip masamıza oturduk. Müziğin sesi epey yüksek olunca kısmalarını rica ettik, biraz kıstılar ama hala yüksek olunca tekrar ikaz ettik sonunda rahat edebileceğimiz düzeye indi. Çalışanlar genç olunca sanırım kendilerine göre sesi açmışlardı.
                Mönü zenginliği fena değildi. Zeytinyağlılar, mezeler, salatalar, ızgaralar olmak üzere epey çeşit vardı. Eşim hamsi tava istedi, ben ise sosyete mantısında karar kıldım. Bir de salata söyledik. Sosyete mantısını pek beğenmedim ama yenmeyecek kadar kötü değildi. Süzme yoğurt kullanılsaydı daha iyi olurdu. Hamsi tavadan bir çatal aldım, o da ancak sınıf geçer düzeydeydi. Burada akılda kalıcı olağanüstü bir lezzete rastlamadık. Salata taze idi. Yemekten sonra dondurmalı irmik helvası istedik, fena değildi. Tüm bu yemekler için 50 TL ödedik. Fiyat uygun olunca fiyat-beklenti oranına dengeli demek adil olur. Gerçek manada iki eleştirim olacak. Birincisi servis: salondaki tek müşteri biz olmamıza rağmen her isteğimiz için “bakar mısınız” nidasını seslendirmek zorunda kaldık. İkinci eleştirim ise hesaba eklenen 4 TL kuver ücreti. Bunu alan, hesaba yazan tüm lokantalarla birlikte Me Gusta Pera’yı da ayıplıyoruz.





5 Ocak 2013 Cumartesi

Cukka Fasıl


                Cumartesi akşamı eşimin iş arkadaşlarıyla Taksim Cukka Fasıl adlı mekâna gittik. Mekânda ilk dikkatimi çeken şey masaların küçüklüğü oldu. İki masa arası mesafe de inanılmaz derecede dardı. Belli ki olabildiğince çok müşteriyi buraya tıkıştırabilmek için tercih edilmiş bir uygulama. Fix mönü usulü çalışıyorlar.4 kişiye kuşyemi tabaklarında mezeler, salata yok, ara sıcak sigara böreği, ana yemek olarak biraz tavuk sote ve pilav ve en sonda da meyve ile geceyi tamamlıyorlar. İçki limitsiz.
                Bu tür mekânlarda yemek eleştirisi yapmayı doğru bulmuyorum. Gördüğüm kadarıyla buranın müşterileri yemek yemek için gelmiyorlar. Mekân da bunun farkında olduğu için yemeğe özenmiyor. Hâlbuki yemek de güzel olsa fark yaratarak kalıcı olabilirler bence. Herkes buraya içmek ve eğlenmek için geliyor, içip eğlenip gidiyorlar. Nitekim biz de öyle yaptık.
                Öncelikle Nuran Sultan isimli dansöz sahne aldı. Ardından Dr.Bilal milleti eğlendirdi. Biz de epey eğlendik. Amacımız güzel bir yemek değil eğlenmek olduğu için, mekân da bunu bize sağladığı için mekân hakkındaki eleştirilerimiz olumlu olmalı. Ama tuvalet ve vestiyer görevlilerine bahşiş ödeme zorunluluğu varmış havasının yaratılması benim açımdan olumsuz bir durum.
                Fiyat konusunda bilgim yok. Çünkü oraya davetli gitmiştik. Sormaya da utandım açıkcası.

29 Aralık 2012 Cumartesi

Levent Tenis Kulübü,Kayra life Restaurant


                Hakkında güzel şeyler duyduğumuz Levent Tenis Kulübünün restaurantına ilk defa gittik.Cumartesi akşamı güzel bir yemek ve biraz canlı müzik dinlemekti niyetimiz.Kendine ait otoparkı ve vale hizmeti olması,üstelik bu hizmeti ücretsiz vermesi ilk pozitif izlenimimiz oldu.Bizim için sahneyi gören güzel bir masa rezerve etmişlerdi.Başlangıç olarak peynir-kavun,karışık zeytinyağlı tabağı ve mevsim salata söyledik.Ana yemek olarak hem eşim hem de ben orta pişmiş dana bonfile tercih ettik.Tabi yemeğin yanında rakı eksik değildi.Üzerine de bir porsiyon kaymaklı ayva tatlısını bölüştük.Birbirinden ayırmadan tüm yemekler sınıf geçer düzeydeydi.Ama akılda kalıcı olağanüstü bir lezzete rastlamadık.Servis ortalamanın üzerindeydi.Bizi hiç rahatsız etmeden,kendini de hiç eksik etmeden ,çok profesyonelce hizmet eden bir garsonumuz vardı.
                Sahnede Aşiyan isminde bir hanımefendi şarkılarıyla yemeğimize eşlik etti.Hatta zaman zaman söylediği dans parçalarına uyarak biz de dans ettik.O akşam epey keyifliydi.Bizim eşimle eğlence anlayışımızın birinci kuralı ,hatta yegane kuralı keyiflenmek.Keyif almadığımız bir yerde eğlenmiş de saymıyoruz kendimizi.
                Bu yemeğe 118 TL ödedik.Hesaba 4 TL kuver ücreti eklenmişti. Nazarlık olarak tek kusur bu oldu. Garsoniye ücreti yoktu.Bu yüzden bahşiş bıraktık.Mekan,servis ve lezzet, artı canlı müzik göz önüne alınacak olursa fiyat- beklenti oranı dengeli hatta biraz olumluydu.




22 Aralık 2012 Cumartesi

Cihan Derya Balık Lokantası,Samatya




              Zaman zaman Samatya’ya giderek oradaki balıkçılarda balık yemeye bayılıyoruz. Bu lokantalardan biride Cihan Derya Balık Lokantası. Bu Pazar eşimle beraber burayı ziyaret etmeye karar verdik. Yazın dışarıda otururuz genellikle ama hava soğuk olduğu için içeriyi tercih ettik. Epey kalabalıktı. Yer bulmakta zorlandık. Garsonlar bir servis masasını boşaltarak bize yer açtılar. Genelde ızgara tercih ederim ama bugün yağda kızarmış balık istedim.1 porsiyon hamsi ve 1 porsiyon palamut sipariş ettik. Yanında da güzel bir mevsim salata. Burada alkol yok. O yüzden kolaya talim ettik. Hamsi harikaydı. Böyle çıtır çıtır pişirmeyi evde beceremiyoruz. Palamut da çok güzeldi. Öyle güzel kızartmışlar ki 1 gram yağ emmemiş. Fakat palamutlar soğuk yüzünden biraz yağlanmış sanırım. Çünkü kuyruk kısımları bize yağlı geldi. Biz de gövdesinin tadını çıkardık. Yemeğin üzerine fırında helva çayla beraber damağımızı okşadı. Bu yemeğe 35 TL ödedik. Oldukça uygun bir fiyat. Bu yüzden fiyat-beklenti oranını pozitif olarak bildirmeliyim.




15 Aralık 2012 Cumartesi

Lacivert Restaurant


                İstanbul’un adı büyük lokantalarından biridir Lacivert. Eşimin doğum günü sebebiyle arkadaşlarımızın daveti üzerine bir cuma akşamını burada geçirdik. Bizi Rumelihisarı’ndan özel tekneyle aldılar. Gece Boğaz ve her iki yakası bambaşka güzel. Fatih Sultan Mehmet köprüsü ise ışıklarıyla Boğaz’ın gerdanlığı lafını hak ediyor.
                Lacivert Restaurant Fatih Sultan Mehmet köprüsünün Anadolu ayağının altında Anadolu Hisarı semtinde yer alıyor. Buraya Avrupa yakasından gitmek için lokantaya telefon ediyorsunuz, gelip sizi özel tekneleriyle Rumelihisarı önündeki iskeleden alıyorlar. Denize sıfır “yalı restaurant” konumunda bir mekân. Konumu, manzarası olağanüstü. Biz kış dönemi gittiğimiz için içeride yemek zorunda kaldık. Bu yüzden manzaranın keyfini pek çıkaramadık.
                Mönüye gelince et ve balık seçenekleri epey çok. Başlangıç olarak salata, kavun ve beyaz peynir söyledik. Ana yemek olarak ise eşim ve arkadaşımın eşi kâğıtta levrek, arkadaşım lüfer ızgara ısmarladı, ben kuzu sırt tercih ettim. Kuzu sırt sınıf geçer düzeydeydi. Diğerlerinin yemeklerinden de birer çatal aldım. Onlar da sınıf geçer düzeydeydi. Ama yemeklerin hiçbiri akılda kalıcı, olağanüstü lezzetler değildi. Örneğin Pandeli’de ve Grifin Balık’da yediğimiz kağıtta levreğin insanın akıl sağlığını bozarak oburluk günahına girmesine sebep olacak düzeyde olduğu düşünülürse ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. Lacivert gibi büyük ismi olan bir yerde daha olağan üstü lezzetler beklediğim için sanırım biraz hayal kırıklığına uğradım. Aslında burada beni yemeklerden çok şaşırtan şey garsonlardan bazılarının ter kokmasıydı. Ortalama bir lokantada çok sık karşılaştığımız bu durumla Lacivert Restaurant’ta dahi karşılaşmak Türk lokanta sektörünün durumu konusunda endişelerimin artmasına yol açtı. Ayrıca servis olağanüstü değildi. Fiyat konusunda tam bir fikir sahibi olamadım. Çünkü hesabı arkadaşım ödedi. Yinede mönüye bakarken kuzu sırt fiyatına dikkat etmiştim.48 TL idi. Arkadaşımın bu işe merakımı bilmesine güvenerek sadece lüfer ızgara fiyatını ve kuver ve garsoniye alıp almadıklarını sordum. Lüfer 80 TL idi. Kuver ve garsoniye ücreti hesaba eklenmemişti. Bu açıdan Lacivert Restaurantı tebrik ediyorum.

7 Aralık 2012 Cuma

Ayazpaşa Rus Lokantası


Birkaç aydır buraya yolumuzu düşürmemiştik. Malum burası eşimin en sevdiği lokantaydı. Ancak Karaköyüm Lokantasını denedikten sonra burayı ikinci sıraya indirmişti.
Buranın adı Rus lokantası ama mönüsü Dünya Mutfağından. Örneğin mantarlı flaminyon Fransız, Schnitzel ise Avusturya-Alman mutfağından. Ayazpaşa Rus Lokantası benim kitabımda yer alan bir işletme olduğu için sanki kendi yerimmiş gibi sempati duyduğum bir mekân.
Buranın en sevdiğimiz yönlerinden biri sakinliği.(Gerçi bu özellik umarım bir süre sonra lokantanın kapanmasına sebep olmaz.)Bu akşam cumartesi olmasına rağmen sadece biz vardık. Eşim mantarlı flaminyon ben de portakallı ördek sipariş ettik. Bu yemekler özellikle eski filmlerde çok adı geçen yemeklerdi. Bu günlerde pek popüler değiller. Oysa eşim ve ben bu yemeklere bayılıyoruz. Üstelik ben et yemeklerini pek soslu sevmem. Ama burada hem hem flaminyonun hem de ördeğin sosları çok lezzetliydi. Biz yine çok keyif aldık. Yemeğin yanında bir Rus lokantasının olmazsa olmazı limonlu votka içtik. O da keyfimizi çakırlaştırdı. Tatlı olarak mereng tercih ederdik ama Rejans kapandıktan sonra bu tatlıyı bulmak zor. Rejans’ın sahipleri Akaretler de İtalyan lokantası açmış. Sanırım Rejans tamamen tarihe gömüldü. Biz de mereng olmayınca ayva tatlısı ile idare ettik. Salata ve tatlı dahil 115 TL hesap ödedik. Bana göre mekânın tarihi, servis ve lezzet göz önüne alınacak olursa fiyat-beklenti oranı dengeliydi.