Bu pazar ki sosyal faaliyetimiz için seçtiğimiz rota Taksim
Aslıhan Pasajı idi. Evdeki okunmamış kitap stokumuz bittiği için sahafları
dolaşmaya karar verdik.Hava çok soğuk olunca evden oraya yürümeyi göze alamadık
ve metroyla gittik.Bir kaç sahafta ihtiyaçlarımızı tamamladık.Hele ben 2 tane
İhsan Oktay Anar,eşim de 2 tane tarih kitabı bulunca keyfimiz yerine geldi.Bunu
kutlamak için pasajın hemen yanındaki Beyoğlu Balık Pazarında bir şarküteriye
girdik.Buradaki balık ve deniz ürünleri bizi tahrik etti.Taze istavrit yanı
sıra lakerda ve somon füme aldık.Aslında bu tür yiyecekler konusunda çok
bilgimiz ve deneyimimiz yok ama deneyerek öğreniyoruz.Doğma büyüme
İstanbullulara yabancı olmayan bu lezzetler Anadolu’da bilinmiyor.Ben konuya
meraklı olmama rağmen yeni yeni
tanışıyorum hazırlanmış ve işlem görmüş deniz ürünleriyle.Aldıklarımızı
evde şömine başında güzel bir çilingir sofrası kurmak için
kullandık.İstavritleri fırında pişirdik,diğer deniz ürünlerini de salatayla
beraber masaya yerleştirdik.Lakerda rakıyla pek güzel gitti.Somon ise bence tam
bir rakı mezesi değil.Sanki bir şeylere karıştırarak atıştırmalık olarak veya
ağırlama yemeğinde bir çeşit olarak sunulsa daha güzel olacak.Ben içine peynir
ve maydanoz ile az acı biber koyarak yedim,çok hoşuma gitti.Evde kurduğumuz bu
sofra bize keyif ve neşe verdi.
27 Şubat 2013 Çarşamba
15 Şubat 2013 Cuma
Derya Restaurant,Beylerbeyi
Pazar günleri hava güzel olunca eşimle Boğaz kıyısında
yürüyüş yapmayı seviyoruz. Bu Pazar rotamız Beylerbeyi- Kandilli arası oldu.
Arabayı Beylerbeyi’ne park ettikten sonra yalıların izin verdiği ölçüde Boğaz
kıyısından Çengelköy, Kuleli, Vaniköy ve Kandilli’ye yürüdük. Çok keyifli oldu.
Epey yürüyünce yorulduk ve dönüşte otobüse bindik. Yol o kadar kalabalıktı ki
yürüsek daha hızlı giderdik. Yorgun olunca yeniden yürümeyi göze alamadık.
Yemeğimizi
Beylerbeyi Derya Restaurant’ta yedik. Meze, ara sıcak olaylarına girmeden direk
balık söyledik. Garsonumuzun bize tavsiyesi 900 gramlık bir deniz levreği oldu.
İkiye bölüp ızgara yaptırmasını istedik. Yanına da salata ısmarladık. Yemeğimiz
epey geç geldi. Pazar kalabalığı dolayısı ile geciktiğini söylediler. Pek
inanmasak da ses çıkarmadık ve yemeğe giriştik. Sonuç benim için hayal
kırıklığı oldu. Lüferden sonra en sevdiğim balık olan levrek maalesef tatsız
tuzsuz bir şey çıktı. Eşim beğendi ama bence çiftlik levreğiydi. Bir balık
lokantasında bu kadar lezzetsiz bir levrek olacak şey değil. Burası alkolsüz
bir lokanta olduğu için kolaya talim ettik. Hesap 70 TL geldi. Bunun 6 TL’si
kuver ücreti idi. Kuver ve garsoniye ücreti talep eden tüm lokantalar gibi
Derya Restaurant’ı da ayıplıyoruz. Fiyat-beklenti oranı bu kadar lezzetsiz bir
balık yediğim için bence dengesizdi.
5 Şubat 2013 Salı
Özcanlar Köfte,Astoria AVM
Tarihi bir lokantada yemek yemeyi
hem duygusal olarak çok seviyorum, hem de buralarda yediğim yemek beni hiç
hayal kırıklığına uğratmıyor.
Bu hafta merkezi Tekirdağ’da olan
ve Tekirdağ köftesinin mucidi Özcanlar Köfte’nin Astoria AVM’ deki şubesine
ailece gittik.Köfteyi en şık haliyle sunan mekanda bizi her zamanki gibi şube
müdürü Esat Bey karşıladı.Sade bir şıklığı olan mekanda sakin bir masaya oturduk. Esat Beyle sohbet ederken siparişlerimizi verdik.Eşim ve ben tabii ki
Tekirdağ Köfte ısmarladık,kızlar ise bir çeşit Köfte İskender diyebileceğimiz yoğurtlu ve soslu Özcanlar Special söylediler.Yanında büfeden salata hazırladık
ve bir de piyaz sipariş ettik. Özcanlar Köftenin etini kendilerinin ürettiğini hatta
Tekirdağ’da Bajdar Et isimli kasap dükkanları olduğunu kitabımın hazırlığı aşamasında
ziyaret ettiğim fabrikalarında görmüştüm.Eti kendi üreten işletmeler doğal
olarak bir adım öne geçiyor ama tabi bu her lokanta etini kendi üretsin
anlamına gelmiyor.Sadece et değil burada her malzemenin çok kaliteli olduğu
belli.İnanın piyazdaki zeytini bile piyasada bulmak zor. Zeytinyağını da
kendileri ürettiriyor ve dükkanlarında satıyorlar.Ayrıca yine kendi
kontrollerinde üretilen üzüm suyu harika.Buradaki üzüm suyu şıradan biraz
farklı,daha tatlı.Üretim yöntemlerini çok iyi bilmediğim için aralarındaki
farkı söyleyemiyorum.Yemeğin üzerine ben her zamanki gibi fırın sütlaç yedim
,harikaydı.Eşim peynir tatlısı yedi,pek beğenmedi.Ödediğimiz hesabı
söylemeyeyim,çünkü Esat Bey bize epey indirim yaptı ama bir porsiyon köftenin
12 TL olduğunu belirteyim. Kuver ve garsoniye ücreti yok.Otopark olarak
Astoria’nın otoparkı kullanılıyor.Maalesef ücretli.
Burada 3 ürün bence akılda kalıcı
olağanüstü lezzete sahip. Birincisi Tekirdağ Köfte, ikincisi Fırın Sütlaç,
üçüncüsü ise benim de yeni tattığım üzüm suyu. Tarihi lokantalara eleştiri
yaparken torpil geçtiğim düşünülebilir ama unutmayın ki ülkemizde ve dünyada
ortalama lokanta ömrü 3- 4 yılken bir lokantayı 50 yıl,100 yıl yaşatmak da kolay değil,
meğerki akılda kalıcı olağanüstü lezzetler üretmeye.
20 Ocak 2013 Pazar
Urza Restaurant
Urza Restaurant farklı bir
konsepte sahip. Av yemeklerine ağırlık veriyorlar, aynı zamanda davet
organizasyonu yapıyorlar. Av yemekleri veriyorlar dedim ama gerçek av etine
rastlamak biraz şans biraz da takip işi. Çünkü devamlı av hayvanı bulamıyorlar.
Mönüde bıldırcın, keklik, tavşan yemekleri olmasına rağmen aslında bunlar
çiftlik hayvanı. En azından bunu size söylüyorlar ona göre tercih yapabiliyorsunuz.
Gerçek av eti yemek için ise telefon listelerine isim yazdırmanız ve beklemeniz
gerekiyor. Biz de geyik için listeye adımızı yazdırdık, bekliyoruz.
Cumartesi akşamı olmasına rağmen
lokantada hiç müşteri yoktu. Aslında bizi de almak istemediler. Çünkü bir doğum
günü partisi vardı. Ama biz yeyip kalkacağımızı söylediğimiz için vakit de
erken olunca bir masa verdiler.
Yemeğe bıldırcın çorbası ile başladık.
Çok güzeldi. Ana yemek olarak eşim ızgara antrikot istedi, ben de güveçte
tavşan ısmarladım. Yanında nar bahçesi salatası istedik. Akılda kalıcı
olağanüstü bir lezzete rastlamadık ama yemekler çok güzeldi. Demek ki gerçek av
etinden yapılmış bir yemek burada olağanüstü bir lezzete kavuşabilir. Bizi
ararlarsa bu tezimizi deneyleyeceğiz. Çocukken babamın vurup getirdiği, annemin
pişirdiği harika lezzetteki, bıldırcın, keklik, tavşan etlerini burada hasretle
andım. Porsiyonlar oldukça doyurucu idi. O yüzden tatlı yemedik, kahve içtik.
Garsonumuz ve diğer personel çok
nazik ve ilgiliydi. Servisi çok beğendik. Bu yemeğe bir duble rakı ve bir kadeh
şarap dahil 137 TL ödedik. Bence fiyat beklenti oranı dengeliydi. Kuver ve
garsoniye ücreti yoktu. Tek eleştirimiz otopark ücreti olarak alınan 10 TL
oldu.
13 Ocak 2013 Pazar
Me Gusta Pera
2 yıl
kadar önce açılma aşamasında gittiğim bir mekan olan Me Gusta Pera’yı ziyaret
etmek beni heyecanlandırdı. Çünkü bir tarihi lokantanın yavrusu burası. Lale
İşkembecisinin sahibi Vedat beyin kızı işletiyor. Bakalım 2 yıllık kendi
yolculuğunu nasıl sürdürüyor dedik ve eşimle mekâna geldik.
İlk
izlenimimiz mekânda bir canlılık eksikliği oldu. Yan taraftaki Fıccın tıklım
tıklım doluyken burada bir kişi bile yoktu. Neyse deyip masamıza oturduk.
Müziğin sesi epey yüksek olunca kısmalarını rica ettik, biraz kıstılar ama hala
yüksek olunca tekrar ikaz ettik sonunda rahat edebileceğimiz düzeye indi.
Çalışanlar genç olunca sanırım kendilerine göre sesi açmışlardı.
Mönü
zenginliği fena değildi. Zeytinyağlılar, mezeler, salatalar, ızgaralar olmak
üzere epey çeşit vardı. Eşim hamsi tava istedi, ben ise sosyete mantısında
karar kıldım. Bir de salata söyledik. Sosyete mantısını pek beğenmedim ama
yenmeyecek kadar kötü değildi. Süzme yoğurt kullanılsaydı daha iyi olurdu. Hamsi
tavadan bir çatal aldım, o da ancak sınıf geçer düzeydeydi. Burada akılda
kalıcı olağanüstü bir lezzete rastlamadık. Salata taze idi. Yemekten sonra
dondurmalı irmik helvası istedik, fena değildi. Tüm bu yemekler için 50 TL
ödedik. Fiyat uygun olunca fiyat-beklenti oranına dengeli demek adil olur.
Gerçek manada iki eleştirim olacak. Birincisi servis: salondaki tek müşteri biz
olmamıza rağmen her isteğimiz için “bakar mısınız” nidasını seslendirmek
zorunda kaldık. İkinci eleştirim ise hesaba eklenen 4 TL kuver ücreti. Bunu
alan, hesaba yazan tüm lokantalarla birlikte Me Gusta Pera’yı da ayıplıyoruz.
5 Ocak 2013 Cumartesi
Cukka Fasıl
Cumartesi
akşamı eşimin iş arkadaşlarıyla Taksim Cukka Fasıl adlı mekâna gittik. Mekânda
ilk dikkatimi çeken şey masaların küçüklüğü oldu. İki masa arası mesafe de
inanılmaz derecede dardı. Belli ki olabildiğince çok müşteriyi buraya
tıkıştırabilmek için tercih edilmiş bir uygulama. Fix mönü usulü çalışıyorlar.4
kişiye kuşyemi tabaklarında mezeler, salata yok, ara sıcak sigara böreği, ana
yemek olarak biraz tavuk sote ve pilav ve en sonda da meyve ile geceyi tamamlıyorlar.
İçki limitsiz.
Bu tür mekânlarda
yemek eleştirisi yapmayı doğru bulmuyorum. Gördüğüm kadarıyla buranın
müşterileri yemek yemek için gelmiyorlar. Mekân da bunun farkında olduğu için
yemeğe özenmiyor. Hâlbuki yemek de güzel olsa fark yaratarak kalıcı olabilirler
bence. Herkes buraya içmek ve eğlenmek için geliyor, içip eğlenip gidiyorlar.
Nitekim biz de öyle yaptık.
Öncelikle
Nuran Sultan isimli dansöz sahne aldı. Ardından Dr.Bilal milleti eğlendirdi.
Biz de epey eğlendik. Amacımız güzel bir yemek değil eğlenmek olduğu için,
mekân da bunu bize sağladığı için mekân hakkındaki eleştirilerimiz olumlu
olmalı. Ama tuvalet ve vestiyer görevlilerine bahşiş ödeme zorunluluğu varmış
havasının yaratılması benim açımdan olumsuz bir durum.
Fiyat
konusunda bilgim yok. Çünkü oraya davetli gitmiştik. Sormaya da utandım
açıkcası.
29 Aralık 2012 Cumartesi
Levent Tenis Kulübü,Kayra life Restaurant
Hakkında güzel şeyler duyduğumuz Levent Tenis Kulübünün
restaurantına ilk defa gittik.Cumartesi akşamı güzel bir yemek ve biraz canlı
müzik dinlemekti niyetimiz.Kendine ait otoparkı ve vale hizmeti olması,üstelik
bu hizmeti ücretsiz vermesi ilk pozitif izlenimimiz oldu.Bizim için sahneyi
gören güzel bir masa rezerve etmişlerdi.Başlangıç olarak peynir-kavun,karışık
zeytinyağlı tabağı ve mevsim salata söyledik.Ana yemek olarak hem eşim hem de
ben orta pişmiş dana bonfile tercih ettik.Tabi yemeğin yanında rakı eksik
değildi.Üzerine de bir porsiyon kaymaklı ayva tatlısını bölüştük.Birbirinden
ayırmadan tüm yemekler sınıf geçer düzeydeydi.Ama akılda kalıcı olağanüstü bir
lezzete rastlamadık.Servis ortalamanın üzerindeydi.Bizi hiç rahatsız
etmeden,kendini de hiç eksik etmeden ,çok profesyonelce hizmet eden bir
garsonumuz vardı.
Sahnede
Aşiyan isminde bir hanımefendi şarkılarıyla yemeğimize eşlik etti.Hatta zaman
zaman söylediği dans parçalarına uyarak biz de dans ettik.O akşam
epey keyifliydi.Bizim eşimle eğlence anlayışımızın birinci kuralı ,hatta yegane
kuralı keyiflenmek.Keyif almadığımız bir yerde eğlenmiş de saymıyoruz
kendimizi.
Bu
yemeğe 118 TL ödedik.Hesaba 4 TL kuver ücreti eklenmişti. Nazarlık olarak tek
kusur bu oldu. Garsoniye ücreti yoktu.Bu yüzden bahşiş bıraktık.Mekan,servis ve
lezzet, artı canlı müzik göz önüne alınacak olursa fiyat- beklenti oranı
dengeli hatta biraz olumluydu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)