Uzun zamandır lokantaları dolaşırım.
Çok sevdiğim yerlerdir. Çok sık görünümlü yerlerde berbat yemeklere, çok salaş
yerlerde ise nefis yemeklere rastlamışlığım çoktur. Bugün bunlardan bahsetmeyeceğim.
Epeydir kafamı yoran ve beni sinirlendiren bir konudan dem vuracağım. Kuver adı
verilen, bence lokantaya “ayakbastı parası” olan bir ücretlendirme çeşidi. Bu
uygulamaya biraz şıkça olan pek çok lokantada rastlıyorum. Önce “kuver” nedir onu
açıklığa kavuşturalım.
Kuver; lokantaya gittiğinizde
size açılan servisin, tabak, çatal, bıçak kullanma hakkının ücretidir. Bazı
insaflı! Lokantalarda ise çatal bıçağa ilaveten, tereyağı, zeytinyağı, peynir vs.
gibi aperatifler de bu kuvere dahil edilir. Normal şartlarda ücret alınması
ayıp olan çatal, bıçak kullanım hakkı parayla satılmaktadır. Yine normal
şartlarda ücretsiz olması gereken, ikram olarak nitelendirilen, talebiniz
olmadığı halde masaya gelen ıvır zıvırların da ücretlendirilmesi hiç etik
değil.
Türkiye’de, özellikle İstanbul’da
lokantalardaki yemek fiyatları oldukça pahalı. Hatta işin uzmanları dünyanın
bir çok ülkesinden daha pahalı olduğunu yazıyorlar. Bu fiyatların üzerine bir
de kuver ücreti, garsoniye ücreti gibi eklemelerle faturayı kabartan
lokantalara bir çift sözüm olacak:
-Dikkat edin! Bindiğiniz dalı kesiyorsunuz.
Medeni ülkelerde insanlar dışarıda çok yemek yerler. Ülkemizde de eğitim ve
gelir düzeyi arttıkça dışarıda yemek yeme alışkanlığı giderek artmakta.
İnsanlar dışarıda yemek yemeye alışırken onları bu tür keyfi ve açgözlü
ücretlendirmelerle işletmenizden ve sektörünüzden soğutmayınız. Uzun vadede çok
zararlı çıkarsınız. Ben kendi adıma, benden kuver parası, yüzde bilmem kaç
garsoniye ücreti adı altında ekstra ücret alan lokantalara ikinci kez gitmiyorum.
Düşünün ailece bir lokantaya gidiyorsunuz. Önce arabanızı lokantanın otopark görevlisine
teslim ediyorsunuz. Peşin veya yemek sonrası arabayı teslim alırken bir ödeme!
Lokantaya giriyorsunuz, masaya oturuyorsunuz, oturur oturmaz adam başı birer
“kuver” ücreti! Yemekleri seçiyorsunuz, epey pahalı ama zararı yok, bunu zaten
göze aldınız. Hesap % 10-15 garsoniye ücreti eklenmiş olarak geliyor. Hele bide
tuvaletlerin önünde kolonya ve peçete tutan bir görevli varsa ona da bir bahşiş!
Üstüne üstlük bizde hesap pusulasını incelemek ayıp sayıldığı için, garsoniye
ücreti ödediğinizi fark etmeden bahşiş bırakıyorsunuz. Yemeğin üstüne içtiğiniz,
milli özelliğimiz olarak iddia edilen misafirperverliğin gereği olarak ikram
edilmesi gereken çay ve kahveye ödenen ücreti saymıyorum bile. Bütün bunların sonucunda,
normalde ödemeniz gerekenin iki katı hesap ödemiş olarak evinize gidiyorsunuz.
Bir daha dışarı yemeğe çıkarken iki defa düşünüyorsunuz.
Lokanta sektörü çok zor bir sektör.
Kabul ediyorum. Ama bu müşterinin cebinden daha fazlayı nasıl alırım noktasına
gelmemeli. Daha iyi hizmet, etik ve namuslu bir fiyatlandırma, ek hizmetlerin
ücretsiz olması lokantalara uzun vadede çok daha fazla kazanç getirecektir.
Afiyet olsun!
Hayırlı işler!